Makina İmalatçıları Birliği: Türk Sanayisinin Ortak Aklı
MİB Başkanı Fatih İğrek: “Makine sektörü, Türkiye’nin teknolojiye dayalı kalkınma hedefinin omurgasıdır.”
Makina İmalatçıları Birliği (MİB) Yönetim Kurulu Başkanı Fatih İğrek, Türk makine sektörünün ülke ekonomisi açısından taşıdığı stratejik önem ile MİB’in üstlendiği misyonu değerlendirdi.
İğrek, Türkiye’nin makine imalat sanayinde 80 milyar dolarlık üretim hacmine, 30 milyar dolara yaklaşan ihracata ve yarım milyonu aşan istihdama sahip olduğunu vurgulayarak bunun yalnızca bir sanayi başarısı değil, aynı zamanda Türkiye’nin teknoloji temelli kalkınma vizyonunun açık bir göstergesi olduğunu ifade etti.
“MİB, Türk sanayisinin ortak aklı ve koordinasyon merkezidir”
MİB’in 30 yılı aşkın süredir sektörün kurumsal temsilini üstlendiğini belirten Başkan İğrek şu değerlendirmelerde bulundu:
“Yönetim Kurulu Başkanı olduğum Makina İmalatçıları Birliği olarak biz, bu potansiyeli yüksek teknolojiye, katma değere ve sürdürülebilir rekabete dönüştürmeyi hedefliyoruz.
MİB yalnızca üyelerinin değil, tüm Türk sanayisinin ortak aklı, koordinasyon merkezi ve sesi olma sorumluluğunu taşımaktadır.”
Çin rekabetine karşı Türk makine sanayisini güçlendirme hedefi
Küresel ticarette Çin merkezli baskının tüm sektörlerde hissedildiğini belirten İğrek, çözümün düşük maliyetli üretim değil, yüksek mühendislik kabiliyeti, esneklik, kalite ve hızlı reaksiyon olduğunu vurguladı:
“Dünya ticaretinde Çin’in yarattığı rekabet hepimizi etkiliyor. Bu baskıyla mücadele, ancak akıllı üretim, mühendislik kabiliyetimiz, yenilik ve hızla mümkündür.
Avrupa ve dünya tedarik zincirlerinde güçlü kalmak için kalite, güven ve yenilik ekseninde ilerliyoruz.”
MİB’in bu doğrultuda sürdürdüğü çalışmalar ise şöyle özetlendi:
- İthalat Gözetim Vergisi revizyonları için veri temelli çalışmalar
- Yeşil dönüşüm ve dijitalleşme yol haritalarının üyelerle paylaşılması
- Avrupa’nın makine üreticileri birliği CECIMO’da Türkiye’nin güçlü temsili
- Üreticiyi korumaya yönelik lobi faaliyetleri
“Türk makine sektörü için en büyük ihtiyaç: teknolojik derinlik”
İğrek, sektörün küresel rekabette kalıcı başarı sağlayabilmesi için teknolojik bağımsızlığın ve kritik alanlarda yerlileşmenin şart olduğunu belirtti:
“Mekanikte yakaladığımız başarıyı; kontrol sistemlerini, servo motorlarını, yazılımını ve işletim teknolojilerini geliştiren bir sanayi olarak sürdürmeliyiz.
Türk makine sektörünün tek çıkarı ve en büyük ihtiyacı teknolojik derinliktir.”
Bu doğrultuda üniversiteler, kamu kuruluşları ve araştırma merkezleriyle yakın iş birliklerinin sürdüğünü ifade eden İğrek, sektörün önümüzdeki dönem önceliklerini şöyle sıraladı:
- Kritik komponentlerin yerlileştirilmesi
- Yeşil ve dijital dönüşümün hızlandırılması
- Uluslararası ihracat ağlarının güçlendirilmesi
- Nitelikli insan kaynağı yetiştirilmesi
“Türkiye savunma ve havacılıkta devrim yaptı; üretmek özgürlüktür”
Türk savunma ve havacılık sanayinde son yıllarda yaşanan sıçramanın, üretim aklı ve mühendisliğin gücünü gösterdiğini söyleyen İğrek şu ifadeleri kullandı:
“Türkiye savunma ve havacılık sanayinde devrimler yaparak üretim aklının neler başarabileceğini ortaya koymuştur.
Bizim ‘hatt-ı müdafaamız’ sadece sınırlarımızda değil, bilimde, teknolojide ve üretimde de geçilmez olmalıdır. Çünkü üretmek özgürlüktür.”
İğrek, Kur'an-ı Kerim’den yaptığı atıfla, Türkiye’nin “bilgi, mühendislik ve teknolojiyle güçlendirilmiş” bir gelecek vizyonuna sahip olduğunu vurguladı:
“Güçlendirilmiş atlarımızla — yani bilgi, mühendislik ve teknolojiyle — dünya düzeninde söz sahibi olmaya devam edeceğiz.”
“Ekonomik zorluklar geçecek, üreten Türkiye kazanacaktır”
Makine sektörünün yüksek vasıflı insan kaynağı, mühendislik gücü ve üretim kültürünün Türkiye’nin kalkınmasında belirleyici rol üstlendiğini belirten İğrek, sözlerini şöyle tamamladı:
“Bugünün ekonomik zorlukları geçecektir. Üreten Türkiye, yüksek vasfı ve lider karakteriyle hem kendisine hem çevresine fayda üretmeye devam edecektir.”




